13 Nisan 2013 Cumartesi

6. HAFTA

Bu hafta da ise yanlış çevre uygulamaları ve çevre felaketlerinden bahsedildi. Bilindiği gibi çevre felaketleri insanların bilinçsizce hareket etmesinden kaynaklanan sebeplerden biridir. Yer yer ekonomik kaygılarda bunun içerisindedir. Örneğin insanlar bazı gölleri kurutup yani biyolojik çeşitlilik bakımından zengin sulak alanları yok edip tarım toprağı elde etmeye çalıştılar ayrıca sıtma hastalığından insanları kurtaracağını düşündüler ama fark etmedikleri şey en yüksek organik madde üreten ekosistemi yok ettikleriydi. Gereken verimi alamadıklarında iş işten çoktan geçmişti ve de tekrar eskiye dönmek için uğraştılar.fakat pişman olmaları doğal ekosistemin geri geleceğiğ anlamına gelmedi.

5. HAFTA

4. haftada yüzeysel bahsedilen karasal ekosistem ve sucul ekosistemler arasındaki farklar bu hafta ayrıntılı bir şekilde bahsedildi.Sucul ekosistemlerin karasal ekosisteme göre daha fazla yer kapladığını Dünyamızın üzeirinin 3\4 nün su ile kaplı olduğundan mantık kurarak anladık. Sucul ekosistemin farkı karasal ekosisteme göre daha geniş çaplı yani 3 boyutludur. Karasal ekositem 2 boyutludur. Burda demek istediğim örneğin bir balığa denizin üzerinde rastlıyorsak başka bir balığı denizin dibinde görebiliriz. Suda ki canlılar bütün faaliyetlerini sucul ortamda sağlar ama bir kuşun ya da yarasanın havada uyuduğu ya da ürediği gözlemleyemeyiz. Diğer bir fark ise sucul ekosistemlerin karasal ekosistemelere göre belirli bir düzende olmayışıdır. Yani Dünyanın bazı bölgelerinde hem deniz hem göl hem de akarsuya rastlayabilirz.

4. HAFTA

Arkadaşlar  4. haftada yine ekosistemler ve özelliklerinin üzerinde duruldu. Bu sefer karasal ekosistem ve sucul ekosistemden bahsedildi. Sucul ekosistem ve karasal ekosistemin arasındaki farkları öğrendik. Öncelikle karasal ekosistemlerin içlerinde barındırdıkları büyük yaşam kuşakları olduğunu bunların bulunduğu konuma göre biyolojik çeşitlilik, sıcaklık, bitki örtüsü gibi şeylerin değiştiğini öğrenmiş oldum. örneğin kutupların yakınlarında bulunan tropikal yağmur ormanları kuşağında bol yağış yaşandığını buradaki bitkilerin yılın 365 günü çok verimli bir fotosentez yaptığını ve bu yüzdende bu tropikal yağmur ormanlarına 'Dünya'nın akciğerleri' denildiğini anlamış oldum. Kutuplarda ise bu çok farklıdır bir kere buz çölü özelliği gösterdiği için bu zorlu şartlara dayanabilen çok az canlı vardır.karayosunu ve liken gibi bu bölgelerde bulunan kuşağa tundra kuşağı denir ve bu kuşak ağaç bulundurmaz. Söylediklerimden de anlaşılacağı gibi kutuplardan ekvatora gidildikçe biyolojik çeşitlilik (hayvan vebitki türleri) artar, iklim özellikleri ve sıcaklıkta değişmeler olur ayrıca bitki örtüsü gelişir.

12 Nisan 2013 Cuma

3. HAFTA

Arkadaşlar 3. hafta da ekosistem ve özelliklerinden bahsedildi. ekosistemi oluşturan faktörler ve bu faktörlerin özelliklerinden canlı ve cansız çevre arasındaki ilişkilerin üzerinde duruldu. Bunlar 3 ana gruba ayrılır aksiyon,reaksiyon ve koaksiyon. Anlamış olduğum bu kavramları örnek vererek açıklamak istiyorum. Doğal afetlerden deprem örneğini vererek başlamak istiyorum. Depremler büyüklüklerine göre yer yüzünde verdiği hasar çok yüksek oranda can kaybına yol açıyor bu nedenle aksiyondur.yani cansız çevrenin canlı üzerine etkisini gösterir. Hayatta kalan mimar ve mühendislerde depreme dayanıklı binalar yaparlar. Burda ise reaksiyon olayı görülür. Yani canlının cansız çevreye olan etkisi. Sonra binalarda oturan insanlar en ufak bir depremde binaların sallandığını ve çatlakların oluştuğunu görür.Bunun sonucunda mühendis ve mimarlara tepki gösterir sinirlenirler. Bu olayda da görüyoruzki koaksiyon rol oynamaktadır. Yani canlının bir başka canlı üzerinde etkisi koaksiyon anlamına gelir.

2.HAFTA

Arkadaşlar ben bu hafta bir takım ekolojik kavramları öğrenmiş oldum. Bu ekolojik kavramlar popülasyon, kommünite, ekosistem, habitat, ekolojik niş,flora,fauna vs. Habitatın ekosistem gibi yapay ve doğal olarak ikiye ayrıldığını en başta düşünmüştüm fakat anladım ki yapay habitat diye birşeyin olmadığını sadece insanlar tarafından oluşturulmuş yapay ortamların olduğunu öğrendim. Denizde yaşayan canlılar doğal ortamlarda hayatlarını sürerler yani insan müdehalesi olmadan barınma, beslenme ve üreme gibi bir takım yaşamın temel ihtiyaçlarını çok geniş çapta yaşarlarken, yapay ortamda yaşayan canlıların yaşamsal faaliyetleri kısıtlıdır. En basitinden onların yiyeceği şeyleri bile biz ayarlıyoruz. Biz yiyeceklerini vermezsek eğer aç kalıp ölecekleri de bir gerçek. Ama doğal ortam da bu böyle değildir bir çok biyolojik çeşitlilik söz konusudur. Canlı istediği gibi etkileyebilir ve etkilenebilir. Sokak hayvanlarına gelirsek sokak ortamları onlar için doğal ortamdır diye savunanlardandım bende.onların asimile edilmiş canlılar olduğunu ortama uyum sağladığını yine insan kontroluyle yaşadıklarını biz o ortamdan ayrılırsak eğer kısa süre sonra yaşam faaliyetlerini duracağını öğrenmiş oldum.

1. HAFTA

İlk haftamızda çevrenin tanımıyla başladık her şeye. Çevre canlı topluluğunu etkileyen ve etkilenen tüm canlı ve cansız faktörlerinin tümüne kısaca canlının üreme,yaşama,neslini devam ettirmesi için gereken yere denir. Çevreyle insan hep iç içedir. Günümüzde çevre sorunları artınca bu sorunlarının çözümleri için  insanlar arayış içinde olmaya, araştırmaya başladılar. Böylelikle ekoloji ve çevre bilimi ortaya çıktı ve teknolojilerle bir takım projelerle gelişmeye devam etmektedir. Ekoloji ve çevre bilimi kavramlarını karıştırdığımı arkadaşlarımla tartıştığım zaman anladım. Ekolojinin: Canlıların kendi içerisinde ve doğayla ilişki içerisinde olduğunu, Çevre bilimin ise; İnsan ile doğa arasındaki ilişkisi olduğunu ve çevre sorunlarını ele aldığını öğrendim. Fakat çevre sorunları günümüzde fazlasıyla sağlığımıza tehdit edecek duruma geldi bir an önce insanlar bilinçlendirilmeli ve gereken yapılmalıdır. Unutmamalıdır ki doğa istediğimiz zaman değiştirebileceğimiz sonra da vazgeçtiğimizde ilk haline geri dönecek bir yapı değildir.